EK SAYFA – 2012-2
باب:
المعاريض
مندوحة عن
الكذب.
116. TARİZLİ (ÜSTÜ KAPALI) İFADELER YALAN'DAN KURTULUŞ İÇİN BİR
YOLDUR
وقال إسحق:
سمعت أنساً:
مات ابن لأبي
طلحة، فقال:
كيف الغلام؟
قالت أم سليم:
هدأ نفسه،
وأرجو أن يكون
قد استراح.
وظن أنها
صادقة.
İshak dedi ki: "Ben Enes'i: Ebu Talha'nın bir oğlu olmuştu.
Ebu Talha: Çocuk nasıl, diye sormuş. Çocuğun annesi Ümmü Suleym: Nefsi
sakinleşti, rahata kavuşmuş olduğunu ümit ederim, diye cevap vermişti. Ebu
Talha da Ümmü Suleym'in doğru söylediğini zannetmişti, derken dinledim."
حدثنا آدم:
حدثنا شُعبة،
عن ثابت
البناني، عن أنس
بن مالك قال:
كان
النبي صلى
الله عليه
وسلم في مسير
له، فحدا
الحادي، فقال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (ارفق يا
أنجشة، ويحك،
بالقوارير).
[-6209-] Enes İbn Malik'ten, dedi ki: "Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir gece yolculuk yaparken deve sürücüsü, develere
ezgi söyledi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem da:
Ey Enceşe, vay sana! Cam şişelere karşı yumuşak ol (develeri böyle
hızlı sürecek şekilde ezgi söyleme), buyurdu"
حدثنا
سليمان بن
حرب: حدثنا
حمَّاد، عن
ثابت، عن أنس
وأيوب، عن أبي
قلابة، عن أنس
رضي الله عنه:
أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم كان في
سفر، وكان
غلام يحدو بهن
يقال له
أنجشة، فقال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (رويدك
يا أنجشة سوقك
بالقوارير).
قال أبو
قلابة: يعني
النساء.
[-6210-] Enes r.a.'dan rivayete göre; "Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir yolculukta iken Enceşe adında da bir köle,
develere ezgi söylüyordu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
Ey Enceşe! Cam şişeleri hızlı değil, yavaş sür, buyurdu."
Ravilerden Ebu Kılabe: Kadınları kastediyor, dedi.
حدثنا إسحق:
أخبرنا حبان:
حدثنا همَّام:
حدثنا قتادة:
حدثنا أنس بن
مالك قال: كان
للنبي صلى الله
عليه وسلم حاد
يقال له
أنجشة، وكان
حسن الصوت،
فقال له النبي
صلى الله عليه
وسلم: (رويدك
يا أنجشة، لا
تكسر
القوارير).
قال قتادة:
يعني ضعفة النساء.
[-6211-] Enes İbn Malik'ten, dedi ki: "Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in, develeri hızlıca yürütmek için ezgi söyleyen
Enceşe adında bir sürücüsü vardı Bunun sesi güzeldi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem ona:
Yavaş ol Enceşe, cam şişeleri kırmayasın, buyurdu."
Ravilerden Katade: Zayıf kadınları kastediyor, dedi.
حدثنا
مسدَّد: حدثنا
يحيى، عن
شُعبة قال:
حدثني قتادة،
عن أنس بن
مالك قال:
كان
بالمدينة
فزع، فركب
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فرساً
لأبي طلحة،
فقال: (ما
رأينا من شيء،
وإن وجدناه
لبحراً).
[-6212-] Enes İbn Malik'ten, dedi ki: "Medine'de
korkulacak bir hadise oldu. Hemen Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ebu
Talha'ya ait bir at'a bindi. (Bakıp döndükten) sonra: Hiçbir şey görmedik.
Şüphesiz biz bu atı bir deniz gibi gördük, buyurdu."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Bir kurtuluş." Yani bir genişlik, bir rahatlıktır.
İbn Battal dedi ki: (6212 nolu hadiste) Allah Rasulü atın
koşmasını denize benzeterek kesintisiz koştuğunu anlatmak istemiştir. Daha
sonra da mecaz yoluyla yürümenin niteliği olan lafzı, atın kendisi hakkında
kullanmıştır. İşte mearız (denilen üstü kapalı, kinayeli) ifadelerin
kullanılmasının caiz oluşunun esası budur. Bunun caiz olduğu yerler ise,
zulümden bu yolla kurtulmanın yahut hakkın elde edilmesinin sözkonusu olduğu
hallerdir. Bunun aksi yerlerde hakkı iptal etmek yahut batılın gerçekleşmesini
sağlamak için kullanılması ise caiz değildir.
Taberi, Muhammed İbn Sirin yoluyla şöyle dediğini rivayet
etmektedir:
"Bahilelilerden nazarı başkasına çokça değen bir adam
vardı. Şureyh'in bir katırını gördü, onu çok beğendi. Şureyh katırına zarar
geleceğinden korkunca: Bu öyle bir katırdır ki çöktü mü kaldırılmadıkça
kalkmaz, dedi. Nazarı değen bu şahıs bu sefer: Üf üf dedi, katır da onun
nazarının değmesinden kurtuldu.
Şureyh de: "Kaldırılmadıkça" sözü ile yüce Allah onu
kaldırmadıkça demek istemişti.